28 Mart 2018 Çarşamba

Üstelik Yağmur


Yine bütün yükünü aldım üzerime
Yaşanacak tüm olayların
Öylece yatmaktayım
Yerçekimiyle barışık
Sanki hiç kalkamazmışım gibi geliyor
bana öyle arada bir geliyor
Sanki kalksam
Gidecek yerim mi var,
Diyorum
Üstelik yağmur yağıyor
Kalksam nereye giderim
Üstelik yağmur
Beni yatmaya zorluyor
Bir battaniyenin çekiciliğine
Boyun eğiyorum

Öfke yok içimde
Her nefes alışımda biraz daha batıyorum
Yatağın derinliklerine
Belki hatırlanmayacak bir rüyanın.
İpe sapa gelmez şeyler olsun istiyorum
İpsiz sapsız adamlara uğruyorum
Bir karşılaşma bekliyorum
Üstelik Yahudi bile değilim
Ve üstelik yağmur yağıyor
Derdimi kimlere söyleyeyim?
Derdim yok ki benim
Ne söyleyeyim.
Dertsiz bir mutsuzluk var
Engelssiz Marks gibiyim
Aklımdan bir sayı tutuyorum
Sonra bırakıyorum yerçekimi
Alsın götürsün
Üstelik yağmur

Hangi yağmur yıkar beni?
Doğru değil bu
Beni yıkan hep
Birilerinin ağzından damlayan
O sesli sessiz sözler
Üstelik yağmur
Yağıyorken hep
Adımlarıma aldırmadan
Hangi yağmur yıkar beni,
Azat eder
O ilk günahtan?
Üstelik İsa bile değilim
Adem hiç değilim
Yine de yürüyorum
Dünya kurulalı beri
Bu yağmurlu sokakta

Öyle işte sevgilim
Fizik kurallarıyla barışık
İmanı karışık
Doğa olaylarına alışık
Yatmaktayım
Seni düşünüyorum
Elmayı düşündüğün gibi
Dişlemek için
Yerçekimine yenik dudaklarını
Sen de düş istiyorum
Kaldırmak için değil
Vurmak için hiç değil
Debelen diye bu yapışkan ağda
Olmayacak şeyleri
Düşlemeni istiyorum
Üstelik sana aşık bile değilim
Ve üstelik yağmur yağıyor
Ben böyle deyince
Yüzün düşüyor
Yüzün
Bir kuraklığı baştan çıkarıyor
Üstelik yağmur

Davet


Şehre dönelim
Gökdelenlerin göğe uzanıp
Yağmur dilendiği yere
Ağaçların hep hüzünlü
Kuşların göçmen olduğu
O ışıklı çöle

Bir şehri sevdiğimiz gibi
Sevelim
Güzel anıların çevirmeye takıldığı
Hep kötü şeyleri hatırlatan
O eski aşklarımız gibi
Sevelim
Hep yarın olacakmış
Yarın bugünden daha güzel olacakmış gibi
Bir sonraki otobüsü bekleyelim
Sanki o otobüs gelince
Ayakta kalmayacakmışız gibi
Bir şehri sevelim
Bir şehri olduğu gibi

Şehre geri dönelim
Dilimizin dönmediği yere
İmlâ hatalarının tek hatamız olduğu
O bilindik ayrılıktan önce
Zaman verelim, zaman tanıyalım
Öğle tatili yapalım birlikte
Kötü lokantalara gidelim
Yemekleri yarım bırakalım
Belki köpeklere verirler diye

Şehre dönelim
Her şeyin başladığı yere
Kitap hediye edelim
Sinemaya hiç gitmeyelim
Ama söz verelim her matineye
Yağmur yağsın sonra
Güvenelim şemsiyemize
Vahşi güvercinler yolumuzu kessin
Sinirlenelim taksi şoförlerine

Güneşli günleri boş verelim
Nasıl olsa binalar hep gri renkte
Her şeyi bırakıp şehre dönelim
Her şeyin başladığı yere

14 Ocak 2018 Pazar

Postyapısalcı Sevdalar

Postmodern karlar yağıyor semtimize
Göstergeler
Yeterince gösteremiyor yalnızlığımı
Gizli gizli sigara içiyorum balkonda
Usul usul kar yağıyor
Usul usul öfkeleniyorum
Arabalar karla kaplandıkça
İncecikten yağmıyor kar
Yirmibirinci yüzyılda
Ve ben senden
Öyle nefret ediyorum

Semtimize postmodern karlar yağıyor
Ve ben nefret ediyorum senden
Gülünce kıvrımından kuşlar havalanan
O dudaklarından
Dudakların biliyor mu,
Kar yağınca kuşlar nereye uçar?
Buraya postmodern bir kar yağıyor
Yeşilzeytinçekirdeği gözlerinle
Güzel bir kardanadam olabilirdin
Ama postmodern karlar
Tutunamıyor semtimizde birbirine
O yüzden kartopu oynayamaz çocuklar
Öyle üzülürler ki
Eldivenlerini gözyaşlarıyla ıslatırlar


Semtimizde postmodern karlar
Ve benim hafızam
Karışık 90lar kasedi
Saramıyorum tekrar
Dışarı taşan şeritleri
Önce nefret ediyorum senden
Sonra unutuyorum bütün öfkemi
Alnındaki kırışıklıklara tutunuyorum
Elektrik tellerine tutunan
Kuşlar gibi
Ellerin bir de
Hani biçimsiz-biçimli
Başka şiirler de yazmıştım ellerine
Zengin kafiyeli
Akşam üstü uykuya yattım
Rüyamda sevdim seni