7 Ekim 2017 Cumartesi

Yaşlı Kurt ile Kırmızı Rujlu Kadın

Sana anlatamam
Bir silah ateş ediyor şimdi
Uzayıp büyüyen yollarda
Ağaçların gölgesi yok
İnsanlar geçiyor gölgesizlikten
Kendi gölgesizlikleriyle birleştiriyorlar
Tatlı suların denize karıştığı yeri
İnsanlar geçiyor
Yüzlerine bakamadığım insanlar
Kaldırımlar delik deşik
Bir taşın kenarı
Çıplak topuklarımı kesiyor
Bir taşın kenarı
Bir bıçak oluyor
Başka pek çok şey olabilecekken
Belki kendince nasırlarımı temizliyor
Temizlik insana her yerden gelebilir
Peygamberler bunu pek bilmiyor

Sana anlatamam
Bir ceylan bir oka koşuyor şimdi
Dağılıp birleşen ormanlarda
Ne çok kavşak var, ne çok trafik lambası
Hava ne kadar ağır, diyorsun
Yerçekimine gülümsüyorsun
Elmayı hatırla!
Elmayı hatırla!
İlla bölüşmek mi lazım?
Ellerinden damlayan damlalar
Kirpiklerime okyanus
Makyajım da bozulmuş
Çirkin kadın sevmem, dersin
Bile bile hayatı güzelleştiremediğini

Sana anlatamam
Günler geceye doluyor şimdi
Biz seninle bir dağı mekân kıldık
Bir devenin hörgücünü
Bir su sonra, içmeden önce yüzümüze vurduk
İçerlemedik
Aynı kediye bakıp gülümsedik
Okşamadık ama
Okşamadık.
Sana anlatamam
Çünkü kelimelerle aram bozuk
Mahalle kavgasında birkaç küfre değiştim
Dağarcığım
Kumar masasına serili
Nikotin bağımlısı bir örtüdür

Sana anlatamam
Annem balkondan bağırıyor şimdi
Akşam ezanı okunmuş
Serin bir rüzgar çıkmış
Sokak büyük bir kazan
İçinde soğan kavrulmuş
Önemli laflarım yok sana verebileceğim
Belki hiç olmamış
Sen, diyorum, sen!
Sen!
Kim olduğunu bir bilsem
Bilsem, anlatırdım sana da
Ulu bir çınarın altında
Nasıl açıldığını kartların:
Yıkık kule
Bir intihar sofrası olurdu
Buzlu camlar birbirine değince

Sana anlatamam
Anlatsam roman olmazdı belki
Ama bir şiir mutlaka olurdu
İçim eziliyor mutsuzluktan
Aç karnına rakı içmiş gibiyim
Birazdan kusarım
Anason kokan bütün yenilgilerimi

Sana anlatamam
Bir yaz kışa dönüyor şimdi
Vurup vurup ölmeyen dakikalar
Tüketiyor ömrümüzü
Sessizlikten ne çalarsan
Yanına hüzün
Yine de anlatamam
Anlatırsam gerçek olur çünkü
İçimdeki harfler kızgın
Bana dokunduğun yerlerim kırılıyor
Bir çay kaşığı gibi suda
Çevirirken dalgın
Bakışların

Sana anlatamam
Tüm o yıllar ve yollar boyunca
Yüzümüze vuran rüzgar
Benden ne aldı
Sana anlatamam
Güzün ilk günlerine
Dolanırken senin ayakların
Bu kış yine bana kaldı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder